Rıza Yürükoğlu


Yitirdiğinin Kıymetini Bilmek,
Gerçeğe Varmaya Yarar

Okurlarının Rıza Yürükoğlu adıyla tanıdıkları İsmail Nihat Akseymen, bir memur ailesinin çocuğu olarak 4 Kasım 1945 tarihinde Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da Maarif Koleji’nde tamamladı. Gençliğinde yaz tatillerini anne tarafından bağları olan İstanbul’da, Heybeliada’da geçirdi. Orada denize sevdalandı, iyi bir yüzücü, yelkenci oldu.

1963–64 eğitim yılında Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne girdi. Bu dönemde edebiyatla, müzikle, resim ve plastik sanatlarla da ilgiliydi. Öğrenciliği sırasında Ankara Radyoevi’nde metin yazarı ve prodüktör olarak çalıştı.

27 Mayıs sonrasında yükselen işçi hareketinin, 1965 yılında Türkiye İşçi Partisi’nin seçimlerde kazandığı başarının ardından yükselen sosyalist dalganın etkisi ile Türkiye İşçi Partisi’ne üye oldu. TİP Ankara Çankaya ilçe örgütünde çalıştı.

Üniversitelerde yükselen öğrenci hareketinin içinde yer aldı. Mahir Çayan ve Sinan Cemgil ile birlikte Fikir Kulübü’nde çalıştı. Fikir Kulüpleri Federasyonu’nun bölünmesinin ve yerine kurulan Dev–Genç’in kendi içinde “ayrışması” sırasında, TİP’li gençlerin kurduğu Sosyalist Gençlik Örgütü’nün (SGÖ) ilk genel sekreteri oldu. SGÖ, Türkiye Komünist Partisi’nin Yakub Demir öncülüğünde yeniden örgütlenme çabalarını yoğunlaştırdığı bir odak oldu. Nihat, 1970 yılında Türkiye Komünist Partisi’ne üye oldu. SGÖ’nün yetiştirdiği kadrolar, Türkiye Komünist Partisi’nin 1973 Atılımı adıyla anılan yeniden örgütlenme döneminde önemli görevler üstlendi.

Nihat, kısa bir süre sonra 12 Mart muhtırası ile sonuçlanacak olan ve gittikçe yoğunlaşan sola saldırı ortamında varlığına yönelik tehditlerle karşı karşıya kaldı. Bir dost eliyle ulaşan haberle, bir suikasttan son anda kurtuldu. Ocak 1971’de yurtdışına çıktı ve İngiltere’ye yerleşti.

Nihat, yarım kalan öğrenimini İngiltere’de tamamlarken İngiltere Türkiyeli Öğrenciler Federasyonu’nda gençlik çalışmalarına katıldı. Göçmen işçilerin, özellikle İngiltere’de yaygın olan kaçak işçilerin örgütlenme çalışmalarında yer aldı. TKP İngiltere parti örgütünün ve daha geniş bir çevreyi kucaklayan İngiltere Türkiyeli İlericiler Birliği’nin kuruluşunda yer aldı. Wimpy hamburger zincirinde çalışan Türkiyeli kaçak işçilerin yaptığı bir grev sırasında, grevci işçilerle birlikte “Grev” adlı bir yerel gazete çıkardı. Bu gazete kısa bir süre sonra “İşçinin Sesi” adını aldı. Nihat, bu gazetede kullandığı yazar adı olan “R. Yürükoğlu” ile tanındı. Bu gazete daha sonra TKP içinde önemli bir rol üstlendi.

Nihat, TKP’nin, Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin Moskova’da bulunan Uluslararası Lenin Okulu’na uzun yıllardan sonra gönderdiği ilk öğrencilerden biri oldu. 1974–1976 yılları arasında burada eğitim gördü. TKP Merkez Komitesi’ne alındı. TKP’nin İngiltere parti örgütünün sekreterliğini üstlendi. TKP’nin Konya Konferansı diye bilinen 1977 konferansına katıldı.

İşçinin Sesi’nin ve İngiltere parti örgütünün gösterdiği başarı nedeniyle TKP’nin tüm yayınlarının sorumluluğu ona verildi. Ancak çeşitli sudan gerekçelerle bu göreve başlatılmadı. Bu dönemde yazdığı “Emperyalizmin Zayıf Halkası Türkiye” adlı kitap, Türkiye’de gelişen siyasi ortam ve komünistlerin görevleri üzerine TKP içinde yoğunlaşan tartışmalara bir açılım getirdi.

Bu kitabın önerdiği devrimci çizgi, Sovyetler Birliği Komünist Partisi’ni ve onun TKP içindeki temsilcilerini rahatsız etti. Kısa bir süre sonra parti tüzüğüne aykırı ve son derece çirkin yöntemlerle tüm parti görevlerinden alındı ve İngiltere parti örgütünün onu destekleyen üyeleri ile birlikte partiden uzaklaştırıldı. Tüm dünya komünist hareketine, “emperyalizmin ajanı” ilan edilen bu grupla ilişkiyi kesme talimatı yollandı. Bu “cadı avı” Türkiye’deki parti örgütlerinde de izlendi. Bu ihraçlar ve ayrılıklarla TKP, 12 Eylül cuntası öncesinde önemli bir yara aldı.

Nihat ve yoldaşları, otuz yılı aşkın süredir yapılmayan TKP Kongresi’nin toplanmasını ve orada kendi durumlarının görüşülmesi istemini öne sürerek bir Eşgüdüm Komitesi kurdular ve İşçinin Sesi gazetesi çevresinde örgütlenme yoluna girdiler.

O yıllarda Nihat, bir dizi makale ve kitapla ideolojik kavgasını sürdürdü. Proletarya Enternasyonalizmi (1979), Üçüncü Program ve Görevlerimiz (1979), Sınıf Savaşının Vardığı Aşama ve Komünist Partisinin Taktikleri (1980), Sosyalizm Üstün Gelecektir (1980), Bu Kavga Gelecek Kavgasıdır (1981), Kankun Konferansı ve Düşündürdükleri (1982), Yaşayan Sosyalizm (1982), Sosyalizm ve Demokrasi (1982), Durum ve Görevlerimiz (1982), İyi Öncü Değil, Kötü Artçı Bile Değil (1984), Faşizmin Çözülüşü (1984), Örgüt ve Örgütçü (1986) adlı çalışmaları bu dönemde yayımlandı ve TKP–İşçinin Sesi’nin ideolojik–politik platformunun temelini oluşturdu. Bu platform, TKP içindeki muhalefetin odağı olurken, farklı ülkelerde SBKP oportünizmine başkaldırmış komünist gruplar için de bir çekim merkezi oldu.

TKP’nin “resmi” kanadının yaptığı 5. Kongre, atılma kararlarına karşı yapılmış itiraz başvurularını gündeme bile almayınca, iki ayrı parti olarak çalışmak kaçınılmaz oldu. İşçinin Sesi çevresinde 1985 yılında toplanan TKP 5(1). Kongresi, Nihat’ı ölümünden kısa bir süre önceye kadar sürdüreceği TKP Genel Sekreterliği görevine seçti.

80’li yılların ikinci yarısında başladığı Alevilik konusundaki araştırması, “Okunacak En Büyük Kitap İnsandır–Tarihte ve Günümüzde Alevilik” adlı kitapla sonuçlandı. Sol harekette Aleviliğe yeni bir bakış getiren bu çalışma, Kavga ve Kervan dergileri ile TKP’nin güncel çalışmasının bir parçası oldu. Bu dönemde, tartışmalı bir toplantının ardından söz alan yaşlı bir Alevi dedesinin önerisini benimseyerek “R. Yürükoğlu” olan yazar adının ilk bölümünü “Rıza” olarak değiştirdi.

Doksanlı yıllarda özellikle Sovyetler Birliğinde sosyalizmin çözülüşünün nedenleri ve bu deneyim temelinde günümüzde komünistlerin ve işçi sınıfının programı ne olmalıdır sorunu üzerine yoğunlaştı. Bu çalışmalarının ürünü, üç ciltlik “Sosyalizm” kitabı oldu. Sağlığında bu çalışmanın yalnız “Sosyalizm Nedir” başlıklı birinci cildini yayımlayabildi. Bu çalışmanın ikinci cildi “Ütopik ve Bilim–dışı Sosyalizm” ile üçüncü cildi “Günümüz ve Türkiye”, hastalığının hızlı ilerleyeceğini öğrendikten sonra kendisinin görevlendirdiği bir komite tarafından, var olan yazı, alıntı ve notlarının kendi yazı planına uygun olarak derlenmesi yoluyla ölümünden sonra yayımlandı.

İkinci eşinden bir kızı olan Nihat Akseymen, özel yaşamında çok yönlü bir insandı. Araştırma ve yazı çalışması gereği uzun saatler masa başında oturmanın bedene getirdiği gevşemeye karşı fiziksel çalışmaya önem verirdi. Bahçe işi yapmayı severdi. “Doğanın muazzam kuvvetine karşı direnerek değil, onu anlayıp, onun kurallarına uyarak, onu kendi amacın için kullanmak” diye nitelendirdiği yelkenciliğe tutkundu. Kafasını dinlendirmek için tahta işleri ve özellikle torna oymacılığı yapardı. Müziğe çok düşkündü, bağlama çalmak ve yakın yoldaşları ile cem olup, dem çekip, çalıp söylemek en sevdiği dinlencesiydi.

2001 yılının Haziran ayında, hızlı gelişen ve tedavisi bulunmayan bir karaciğer kanseri tanısı kondu ve 11 Aralık 2001’de İngiltere’de öldü. En verimli olabileceği bir yaşta erken gelen ölümü cesaret, metanetle ve dirençle karşıladı. Son günlerinde siyasi kavga içinde kırdığı kalpleri onarmaya çabaladı, kendisine en affedilmez saldırıları yapanları bile bağışladı.


Özcesi, “ölmeden ölmüş, hesabın görmüş” bir er kişiydi.


__________________________

Esen Uslu’nun bu yazısı, Serçeşme dergisinin Aralık 2004 tarihli 5. sayısından alınmıştır.

 
Copyright © 2009 Yurukoglu. All rights reserved. Hosted by Netinternet Telekom ||| v2.0.3 Beta